Dekorasyon Modası rahat, dinlendirici ve yumuşak bir başka Pembe
aksesuarlar ile yumuşak dokunuşlara sahip rahat ve sıcak daire
dekorasyonu.
Bir Başka Pembe Dokunuşlara Sahip Rahat ve Sıcak Daire Dekorasyon
16 Aralık 2011 Cuma
Moda ve Uygulanması Gereken Tavsiyele
Kendimize yakıştırdığımız
aynanın karşına geçtiğimizde hoşnut olduğumuz halimizdir.Belki o sezonun
dönemine ait olanlarla,kim bilir belki de gündemde olmayan kıyafetlerle
bunu yapmışsınızdır.Ne derler kendinizi iyi hissettiğiniz modanızı yada
tarzınızı oluşturur.
İnsanlar modayı takip etmenin çok paralar harcamadan geçtiğini sansa da aslında düşük bütçelerle de şık olunabileceğini bilmeleri gerekir.En büyük yapılan hata ise moda diye yanlışlıklar yapıp kendimizi gülünç durumlara düşürmemizdir.Örneğin mini etek,tayt,kısa şortlar,dar pantalonlar vb vücudumuzu saran şeyleri ince fizik yapısına sahip olanların giymesinden yanayım.Her bedenin bir giyim şekli ve tarzı vardır.
İlk yapanız gereken vücudunuzu tanımanız ve ona göre giyinmenizdir.Bununla ilgili bir fikriniz yoksa bir tasarımcıdan yardım alabilirsiniz.Çünkü kilolu olupta çok şık ve olduğundan daha zayıf görünen küçümsenmeyecek insan sayısı günümüzde çok fazladır.
Aynı zamanda süper bir haber benden size gelsin nihayet düşük bel modası da bitti.Belde yada belden yukarısında artık pantolonlar,şortlar ve etekler.Gece çıkmayı da seviyorsak abartılı şeyler giymeyede gerek yok.Tek yapmanız gereken çok şık bir eteğinizin yada pantolunuzun üzerine triko bir bluz geçirmek yeterli olacaktır.Saçlar da ise tercih edilen;rastgele dağınık toplanmış topuz,at kuyruğu yapılmış olanlar ve kısa hareketli kesilmiş saçlar oluşturmaktadır.
Eğer ki iyi görünmek istiyorsanız benden size ufak tavsiyeler.Mesela;
* Makyajımız koyu ise o gün daha sade kıyafetler seçmeliyiz.
* Kıyafetimiz çok janjanlı veya abartılı ise sade takılar ve taşsız ayakkabılar tercihimiz olmalıdır.
* Balık etli vücudumuz varsa şayet ne çok dar ne çok bol kıyafetler giymeliyiz.
* Omuzlarımız darsa enine çizgili şeylerden kaçının.Tabi ki kiloluysakta giymeyelim sizi emin olun olduğunuzdan daha çok kilolu göstercektir.
* Boynumuz çok uzun değilse V yakalı veya geniş yakalılar bizi olduğumuzdan daha zarif ve şık durup aynı zamanda da boynumuzun daha uzunmuş gibi göstereceğine eminim.
* Omuzlarımız genişse askılı elbiselerin sizlere çok yakışcağını düşünüyorum.
* Eğer ki kiloluysak trend olan şık durcak sizlerede tunik elbiselerdir.
* Göğüslerimiz çok büyük olmayabilir ama genede V yakalı giyebilirsiniz tek yapmanız gereken belinize bir kemer takmak.
* Kollarınızdan şayet şikayetçiyseniz yarasa kollu bluzleri deneyebilirsiniz hemde daha havalı olcaktır aynı zamanda zayıf görüneceksinizdir.
*
Eğer ki orantısız bir vücuda sahipsek üstümüz altımıza göre yapılıysa
tercihimiz üstümüze kapri kollu salaş bir mini elbise olmalı sizde
harikalar yaratcaktır.
Dış görünümümüz bir bütündür aklınızdan bunu asla çıkarmayın.Çok şıkta giyinsek yanlış bir ayakkabı ile yada yaptığınız kötü bir takı tercihi ile bir anda herşeyi mahvedebilirsiniz.Hatta kötü bir makyaj bile bunu bozabilir.İyi görünmek her kadının arzu ettiği bir şeydir,bunun önündeki tek engel kendinizsiniz unutmayın…..
İnsanlar modayı takip etmenin çok paralar harcamadan geçtiğini sansa da aslında düşük bütçelerle de şık olunabileceğini bilmeleri gerekir.En büyük yapılan hata ise moda diye yanlışlıklar yapıp kendimizi gülünç durumlara düşürmemizdir.Örneğin mini etek,tayt,kısa şortlar,dar pantalonlar vb vücudumuzu saran şeyleri ince fizik yapısına sahip olanların giymesinden yanayım.Her bedenin bir giyim şekli ve tarzı vardır.
İlk yapanız gereken vücudunuzu tanımanız ve ona göre giyinmenizdir.Bununla ilgili bir fikriniz yoksa bir tasarımcıdan yardım alabilirsiniz.Çünkü kilolu olupta çok şık ve olduğundan daha zayıf görünen küçümsenmeyecek insan sayısı günümüzde çok fazladır.
Aynı zamanda süper bir haber benden size gelsin nihayet düşük bel modası da bitti.Belde yada belden yukarısında artık pantolonlar,şortlar ve etekler.Gece çıkmayı da seviyorsak abartılı şeyler giymeyede gerek yok.Tek yapmanız gereken çok şık bir eteğinizin yada pantolunuzun üzerine triko bir bluz geçirmek yeterli olacaktır.Saçlar da ise tercih edilen;rastgele dağınık toplanmış topuz,at kuyruğu yapılmış olanlar ve kısa hareketli kesilmiş saçlar oluşturmaktadır.
Eğer ki iyi görünmek istiyorsanız benden size ufak tavsiyeler.Mesela;* Makyajımız koyu ise o gün daha sade kıyafetler seçmeliyiz.
* Kıyafetimiz çok janjanlı veya abartılı ise sade takılar ve taşsız ayakkabılar tercihimiz olmalıdır.
* Balık etli vücudumuz varsa şayet ne çok dar ne çok bol kıyafetler giymeliyiz.
* Omuzlarımız darsa enine çizgili şeylerden kaçının.Tabi ki kiloluysakta giymeyelim sizi emin olun olduğunuzdan daha çok kilolu göstercektir.
* Boynumuz çok uzun değilse V yakalı veya geniş yakalılar bizi olduğumuzdan daha zarif ve şık durup aynı zamanda da boynumuzun daha uzunmuş gibi göstereceğine eminim.
* Omuzlarımız genişse askılı elbiselerin sizlere çok yakışcağını düşünüyorum.
* Eğer ki kiloluysak trend olan şık durcak sizlerede tunik elbiselerdir.
* Göğüslerimiz çok büyük olmayabilir ama genede V yakalı giyebilirsiniz tek yapmanız gereken belinize bir kemer takmak.
* Kollarınızdan şayet şikayetçiyseniz yarasa kollu bluzleri deneyebilirsiniz hemde daha havalı olcaktır aynı zamanda zayıf görüneceksinizdir.
*
Eğer ki orantısız bir vücuda sahipsek üstümüz altımıza göre yapılıysa
tercihimiz üstümüze kapri kollu salaş bir mini elbise olmalı sizde
harikalar yaratcaktır.Dış görünümümüz bir bütündür aklınızdan bunu asla çıkarmayın.Çok şıkta giyinsek yanlış bir ayakkabı ile yada yaptığınız kötü bir takı tercihi ile bir anda herşeyi mahvedebilirsiniz.Hatta kötü bir makyaj bile bunu bozabilir.İyi görünmek her kadının arzu ettiği bir şeydir,bunun önündeki tek engel kendinizsiniz unutmayın…..
Makyaj Teknikleri
Makyaj Teknikleri
Makyaj Teknikleri
En İyi Makyaj Teknikleri
Kişilerin yüz yapılarına uygun makyaj malzemelerini doğru kullanmaya dikkat edin. Örneğin küçük gözlere sahip bayanlarda göz içine siyah kalem yerine beyaz ya da gri kalem kullanmak gibi. Yada dudakları daha büyük göstermek için kenarlara daha koyu iç kısma daha açık renkte ruj veya parlatıcı kullanmak gibi örnekleri çoğaltabilirsiniz.
2-Göz Şekli ve yapısına, Rengine göre Makyaj Yapma
Kişilerin göz yapısına ve rengine göre Göz makyajında kullanılan renklerde değişiklik gösterir. Aynı şekilde kişilerin saç rengi, ten rengi ve yüz yapısında farklılıklara göre makyaj yapmak gerekir
Güzel bir makyaj için Sizlere Kısa tüyolar ;
Sarışın Bayanlar : Kahve tonları, Gri ,Mavi ve Pembeler kullanabilirler. Allık olarak pembe tonları uyumlu olur.
Kızıl Bayanlar :Kahverengi, Turuncu ,Kiremit Ve Yeşiller ( zeytinyeşili)
Esmer Bayanlar :Canlı yeşiller, Su mavisi , kızıl kahveler, Morlar, Mürdüm
Kumral Bayanlar : Siyah , kahve rengi Toprak ve yeşil tonları kullanılabilir.
Ama özel günlerinizde Profesyonel bir makyözden yardım almalısınız.
Sarışın Bayanlar için Makyaj
Sarışın Makyajı
Sarışınsanız ve gözleriniz açık renk ise bu önerilerim sizin için;
Fondöten : Markadan markaya numara değişir ama sizin kesinlikle çok açık tonlarda fondöten kullanmanı gerekir.
Göz Farı : Pembe ve Açık mavi tonları sizin için. Lila vb açık renklerde size yakışır. Bordo ve zeytin yeşili gibi renklerden uzak durmalısınız. Sarışınlar sıcak renkli kadınlardır. dolayısıyla sizin daha sıcak renkler tercih etmeniz gerekir.
Allık : Kesinlikle pembeler sizin için. Koyu kahvelerden uzak durun.
Ruj : Açık pembe ve parıltılı tonlar.
Sarışın Makyajları
Kumral Makyajı Örnekleri
Fondöten : Markasına göre değişir ama kendi tipiniz renginde yani kumral tonlarında bir fondöten seçmelisiniz.
Allık : Kahve tonları ve gold kahve tonları allıklar sizin için uygundur. Yalnız Allık sürerken yüzünüzün şeklini de önemlidir. Eğer düz ve uzun bir yüzünüz varsa biraz yana yani kulaklara doğru yatay şekilde süreniz gerekir. Eğer yuvarlak veya oval yüzünüz varsa yukarı doğru sürmeniz gerekir.
Kumral Makyajları
Kumral Makyajları
Kumrallara Makyaj Örnekleri
Kızıllara Göre Makyaj
Fondöten: Ten renginize uygun içinde pembelik olmayan açık tonlar almalısınız
Göz Farları İse : Somon , Mürdüm, Morlar, siyahlar sizin için çok çok uygun. Pembelerden uzak durun.
Allık : Pembelerden uzak kahverengi tonları olabilir.
Ruj: Kırmızı olabilir ya da kahve tonları yine ama çok koyu ve soğuk olmayan kahve tonları kullanabilirsiniz.
Kızıllara Göre Makyaj
Esmerlere Göre Makyaj
Fondöten : Sizin iki tip renk fondöten kullanmanız gerekir. İlk olarak ten renginize uygun koyu renk bir fondöten ikinci olarak ise aldığınız bu fondötenin iki ton açığı ( bunu yüzünüzdeki aydınlatılması gereken yerler için kullananız gerekecek )
Allık : Çok koyu kahve tonları ve kiremit tonları olabilir. Pembe ton allıklardan uzak durmanız gerekir.
Esmer Makyajı
Ruj : Kahve tonları sizin için uygundur, Yine açık pembe ve parlak pembe parlatılardan uzak durunuz.
Esmer Makyajları
Eyeliner Sürme Taktikleri
Makyaj Modelleri
Victorias Secret İstanbul
Victorias Secret İstanbul
Victorias Secret Parfüm
Victorias Secret İstanbul
Mağazada neler var söyleyeyim açıkçası hayal kırıklığına uğradım biraz. İç çamaşırı yok bi daha , içeri tıklım tıklım dolu ama sadece parfüm, takılar bir de ufak tefek makyaj malzemeleri var. Heralde pazar payı olarak Türkiye yi biraz küçümsediler bilemiyorum artık ama ilerleyen günlerde Victorias Secret da bunun farkına varacaktır eminim. En son Moda makyaj malzemelerini ve diğer moda iç çamaşırları da gelecektir diye umuyorum.
'MODACI VEDAT' arkadaslar tavsiye ediyorum...
Sayfamızı Facebookta Modacı Vedat yazarak ekleyebilirsiniz..
Modanın son trentlerini, desen, çizgi ve renkleri ile ayrıcalıklı kumaş şeçenekleriyle özel olarak hazırladığımız koleksiyonlarla müşterilerimizin beğenisine sunmaktayız..
Beğendiğiniz herhangi bir kıyafet 20 dk içerisinde bedeninize uygun olarak dikilmektedir..
Kıyafetler istenilen uzunlukta ve kısalıkta ,istenilen renk ve bedene göre tasarlanabilir…
- Ebuziya caddesi.Aksoy çarşısı No:32 MODACI VEDAT Bakırköy/İSTANBUL
- Sayfamızı Facebookta Modacı Vedat yazarak ekleyebilirsiniz..
15 Aralık 2011 Perşembe
12 Aralık 2011 Pazartesi
Siempre me quedara
İspanyol şarkıcı Bebe’nin en sevdiğim parçalarından biri olan Siempre me quedara’nın konser kaydını sizlerle paylaşıyorum
http://www.youtube.com/watch?v=9Nyq5zuLcV0
http://www.youtube.com/watch?v=9Nyq5zuLcV0
11 Aralık 2011 Pazar
Kahve...
Kahve
Bazen hayat sadece bir kahve meselesi; ya da bir bardak
kahvenin ne kadar yakınlık getirebileceğinden ibaret.
Bir
keresinde kahveyle ilgili bir şey okumuştum. Kahvenin sağlık için
iyi bir şey olduğundan bahsediyordu; içorganları düzenliyormuş.
Önce bunun hiç de hoş olmayan, garip bir yaklaşım
olduğunu düşündüm; ama zamanla kendi içinde bir şeyler
ifade ettiğini anladım. Ne demek istediğimi şimdi
açıklayacağım.
Dün sabah bir kızı görmeye gittim. Ondan çok hoşlanıyorum.
Aramızda olan herşey geçmişte kaldı. Artık beni
hiç umursamıyor. Onu terk ettim, keşke etmeseymişim.
Kapısını çaldım ve aşağıda beklemeye başladım. Üst katta
dolaştığını duyabiliyordum. Hareketlerinden yatağından
kalktığını çıkardım. Uyandırmıştım onu.
Merdivenlerden aşağıya indi. Yaklaştığını karnımda
hissedebiliyordum. Attığı her adım duygularım
karmakarışık ediyordu ve kaçınılmaz olarak ona
kapıyı açtırdı. Beni gördü ve buna sevinmedi.
Bir zamanlar bu onu çok sevindirirdi, geçen hafta. Bazen
tüm onlar nereye gitti diye safça soruyorum kendime,
“Kendimi iyi hissetmiyorum şu an,” dedi. “Konuşmak istemiyorum. “
“Bi’ bardak kahve koyar mısın?” diye sordum, çünkü bu
o anda dünyada en son isteyeceğim şeydi. Öyle bir söyledim ki
sanki ona acaip kahve içmek isteyen, başka hiçbir şeyle ilgilenmeyen
başka birinden bir telgraf okuyormuşum gibi çıktı sesim.
“Peki,” dedi.
Merdivenlerden yukarıya onu takip ettim. Çok saçmaydı.
Üstüne bir elbise geçirivermişti. Elbise daha tam olarak vücuduna
intibak sağlayamamıştı. Size sonra bir ara onun kıçından bahsederim.
Neyse, mutfağa girdik.
Raftan bir tane neskafe kavanozu çıkarıp masanın
üstüne koydu. Bir bardak ve çaykaşığı çıkardı. Ben de
bardağa ve çaykaşığına baktım. Ağzına kadar suyla dolu
çaydanlığı ocağa koyup altını yaktı.
Tüm bu sürede tek bir laf etmemişti. Bu sürede elbiseleri vücuduna
intibak sağladı. Ben artık sağlayamayacağım. Çıktı
mutfaktan.
Sonra merdivenlerden aşağıya inip hiç mektup falan
gelmiş mi diye baktı. Ben gelirken görmedim diye hatırlıyorum.
Tekrar yukarı çıkıp başka bir odaya girdi. Üstüne
kapıyı kapadı. Ocağın üstündeki suyla dolu
çaydanlığa baktım.
Suyun kaynamasına daha yaklaşık bir
sene vardı. Aylardan Ekim’di ve çaydanlıkta çok fazla
su vardı. İşte o yüzden. Suyun yarısını
lavaboya boşalttım.
Şimdi daha çabuk kaynardı. Yaklaşık altı
ayda falan. Ev sessizdi.
Dışarıya verandaya baktım. Bir sürü çöp torbası
vardı. Çöplerdeki konserve kutularına, soyulmuş
kabuklara falan bakıp son zamanlarda neler
yediğini çıkarmaya çalıştım. Hiç bir şey anlaşılmıyordu.
Mart ayı geldi. Su kaynamaya başladı. Bu
çok hoşuma gitti.
Masaya baktım. Neskafe kavanozu, boş
bardak ve çay kaşığı önümde bir cenaze servisi
gibi duruyorlardı. Kahve yapmak için gereken
malzeme bunlardır.
On dakika sonra evden çıkarken, içimde bir
mezar gibi güvende bir bardak kahve,
“Kahve için sağol.” dedim.
“Bişey değil,” dedi sesi kapalı kapının
arkasından. Onun sesi de bir telgraf gibi
çıkmıştı. Gitme zamanım gerçekten gelmişti.
Günün geri kalanını kahve yapmayarak geçirdim. Büyük
keyifti. Sonra akşam oldu, bir restoranda yemek yiyip
bir bara gittim. Biriki içki yuvarlayıp biriki insanla konuştum.
Bar adamlarıydık hepimiz ve bar şeyleri konuştuk.
Hatırlanmayacak şeyler, bar kapanana kadar. Saat
sabahın ikisiydi. Dışarı çıkmam gerekiyordu. San Fransisko
sisli ve soğuktu. Sisi düşündüm; kendimi çok
insani ve çaresiz hissettim.
Başka bir kıza daha uğramaya karar verdim. Nerdeyse
bir senedir hiç görüşmemiştik. Bir ara çok yakındık.
Şu anda ne düşündüğünü merak ettim.
Evine gittim. Kapı zili yoktu. Bu ufak da
olsa bir başarı sayılırdı. Bütün ufak başarılarının
kaydını tutmalı insan. Ben nasılsa yapıyorum.
Kapıyı açtı. Önünde uzun bir elbise tutuyordu.
Beni gördüğüne inanamadı. “Ne istiyorsun?”
dedi, beni gördüğüne artık inanmış bir şekilde.
Direk içeri daldım.
Dönüp kapıyı kapatınca vücudunu profilden
gördüm. Elbiseyi tamamen üstüne geçirmeye
uğraşmamıştı.
Sadece önünde tutuyordu.
Başından ayaklarına kadar uzanan kırılmamış
bir beden çizgisini görebiliyordum. Biraz
garipti. Belki çok geç bi’ saat olduğundan.
“Ne istiyorsun?” dedi.
“Bi’ bardak kahve,” dedim. Ne komik
birşey, gerçekten istediğim yine kahve değildi.
Bana bakıp hafifçe profilinin çevresinde döndü.
Beni görmek hoşuna gitmemişti. SSK istediği kadar
zaman herşeyi iyileştirir desin. Bedeninin kırılmamış
çizgisine baktım.
“Neden benimle bi’ bardak kahve içmek istemiyo’sun?” dedim.
“İçimden seninle konuşmak geldi. Ne zamandır hiç konuşmadık.”
Bana bakıp hafifçe profilinin çevresinde döndü. Bedeninin
kırılmamış çizgisine baktım. Bu iyiye işaret
değildi.
“Çok geç oldu,” dedi. “Yarın erken kalkmam gerekiyo’.
Kahve istiyorsan, mutfakta neskafe var.
Benim yatmam gerekiyo’.”
Mutfak ışığı açıktı. Koridordan mutfağa
baktım. İçimden hiç gidip kendi başıma
bir bardak daha kahve içmek gelmedi. Başka
birinin evine daha gidip de bir bardak kahve
istiyorum demek de gelmiyordu içimden.
Bütün günümü çok garip ziyaretlere adadığımı
farkettim, bu şekilde planlamamıştım halbuki.
Ama en azından neskafe kavanozu masanın üstünde
boş beyaz bir fincanla kaşığın yanında değildi.
Bahar gelince bir erkeğin bütün hayallerinin aşk
üzerine kurulduğunu söylerler. Eğer yeterli zamanı
kalırsa, içlerine bir bardak kahve de koyabilir.
Bazen hayat sadece bir kahve meselesi; ya da bir bardak
kahvenin ne kadar yakınlık getirebileceğinden ibaret.
Bir
keresinde kahveyle ilgili bir şey okumuştum. Kahvenin sağlık için
iyi bir şey olduğundan bahsediyordu; içorganları düzenliyormuş.
Önce bunun hiç de hoş olmayan, garip bir yaklaşım
olduğunu düşündüm; ama zamanla kendi içinde bir şeyler
ifade ettiğini anladım. Ne demek istediğimi şimdi
açıklayacağım.
Dün sabah bir kızı görmeye gittim. Ondan çok hoşlanıyorum.
Aramızda olan herşey geçmişte kaldı. Artık beni
hiç umursamıyor. Onu terk ettim, keşke etmeseymişim.
Kapısını çaldım ve aşağıda beklemeye başladım. Üst katta
dolaştığını duyabiliyordum. Hareketlerinden yatağından
kalktığını çıkardım. Uyandırmıştım onu.
Merdivenlerden aşağıya indi. Yaklaştığını karnımda
hissedebiliyordum. Attığı her adım duygularım
karmakarışık ediyordu ve kaçınılmaz olarak ona
kapıyı açtırdı. Beni gördü ve buna sevinmedi.
Bir zamanlar bu onu çok sevindirirdi, geçen hafta. Bazen
tüm onlar nereye gitti diye safça soruyorum kendime,
“Kendimi iyi hissetmiyorum şu an,” dedi. “Konuşmak istemiyorum. “
“Bi’ bardak kahve koyar mısın?” diye sordum, çünkü bu
o anda dünyada en son isteyeceğim şeydi. Öyle bir söyledim ki
sanki ona acaip kahve içmek isteyen, başka hiçbir şeyle ilgilenmeyen
başka birinden bir telgraf okuyormuşum gibi çıktı sesim.
“Peki,” dedi.
Merdivenlerden yukarıya onu takip ettim. Çok saçmaydı.
Üstüne bir elbise geçirivermişti. Elbise daha tam olarak vücuduna
intibak sağlayamamıştı. Size sonra bir ara onun kıçından bahsederim.
Neyse, mutfağa girdik.
Raftan bir tane neskafe kavanozu çıkarıp masanın
üstüne koydu. Bir bardak ve çaykaşığı çıkardı. Ben de
bardağa ve çaykaşığına baktım. Ağzına kadar suyla dolu
çaydanlığı ocağa koyup altını yaktı.
Tüm bu sürede tek bir laf etmemişti. Bu sürede elbiseleri vücuduna
intibak sağladı. Ben artık sağlayamayacağım. Çıktı
mutfaktan.
Sonra merdivenlerden aşağıya inip hiç mektup falan
gelmiş mi diye baktı. Ben gelirken görmedim diye hatırlıyorum.
Tekrar yukarı çıkıp başka bir odaya girdi. Üstüne
kapıyı kapadı. Ocağın üstündeki suyla dolu
çaydanlığa baktım.
Suyun kaynamasına daha yaklaşık bir
sene vardı. Aylardan Ekim’di ve çaydanlıkta çok fazla
su vardı. İşte o yüzden. Suyun yarısını
lavaboya boşalttım.
Şimdi daha çabuk kaynardı. Yaklaşık altı
ayda falan. Ev sessizdi.
Dışarıya verandaya baktım. Bir sürü çöp torbası
vardı. Çöplerdeki konserve kutularına, soyulmuş
kabuklara falan bakıp son zamanlarda neler
yediğini çıkarmaya çalıştım. Hiç bir şey anlaşılmıyordu.
Mart ayı geldi. Su kaynamaya başladı. Bu
çok hoşuma gitti.
Masaya baktım. Neskafe kavanozu, boş
bardak ve çay kaşığı önümde bir cenaze servisi
gibi duruyorlardı. Kahve yapmak için gereken
malzeme bunlardır.
On dakika sonra evden çıkarken, içimde bir
mezar gibi güvende bir bardak kahve,
“Kahve için sağol.” dedim.
“Bişey değil,” dedi sesi kapalı kapının
arkasından. Onun sesi de bir telgraf gibi
çıkmıştı. Gitme zamanım gerçekten gelmişti.
Günün geri kalanını kahve yapmayarak geçirdim. Büyük
keyifti. Sonra akşam oldu, bir restoranda yemek yiyip
bir bara gittim. Biriki içki yuvarlayıp biriki insanla konuştum.
Bar adamlarıydık hepimiz ve bar şeyleri konuştuk.
Hatırlanmayacak şeyler, bar kapanana kadar. Saat
sabahın ikisiydi. Dışarı çıkmam gerekiyordu. San Fransisko
sisli ve soğuktu. Sisi düşündüm; kendimi çok
insani ve çaresiz hissettim.
Başka bir kıza daha uğramaya karar verdim. Nerdeyse
bir senedir hiç görüşmemiştik. Bir ara çok yakındık.
Şu anda ne düşündüğünü merak ettim.
Evine gittim. Kapı zili yoktu. Bu ufak da
olsa bir başarı sayılırdı. Bütün ufak başarılarının
kaydını tutmalı insan. Ben nasılsa yapıyorum.
Kapıyı açtı. Önünde uzun bir elbise tutuyordu.
Beni gördüğüne inanamadı. “Ne istiyorsun?”
dedi, beni gördüğüne artık inanmış bir şekilde.
Direk içeri daldım.
Dönüp kapıyı kapatınca vücudunu profilden
gördüm. Elbiseyi tamamen üstüne geçirmeye
uğraşmamıştı.
Sadece önünde tutuyordu.
Başından ayaklarına kadar uzanan kırılmamış
bir beden çizgisini görebiliyordum. Biraz
garipti. Belki çok geç bi’ saat olduğundan.
“Ne istiyorsun?” dedi.
“Bi’ bardak kahve,” dedim. Ne komik
birşey, gerçekten istediğim yine kahve değildi.
Bana bakıp hafifçe profilinin çevresinde döndü.
Beni görmek hoşuna gitmemişti. SSK istediği kadar
zaman herşeyi iyileştirir desin. Bedeninin kırılmamış
çizgisine baktım.
“Neden benimle bi’ bardak kahve içmek istemiyo’sun?” dedim.
“İçimden seninle konuşmak geldi. Ne zamandır hiç konuşmadık.”
Bana bakıp hafifçe profilinin çevresinde döndü. Bedeninin
kırılmamış çizgisine baktım. Bu iyiye işaret
değildi.
“Çok geç oldu,” dedi. “Yarın erken kalkmam gerekiyo’.
Kahve istiyorsan, mutfakta neskafe var.
Benim yatmam gerekiyo’.”
Mutfak ışığı açıktı. Koridordan mutfağa
baktım. İçimden hiç gidip kendi başıma
bir bardak daha kahve içmek gelmedi. Başka
birinin evine daha gidip de bir bardak kahve
istiyorum demek de gelmiyordu içimden.
Bütün günümü çok garip ziyaretlere adadığımı
farkettim, bu şekilde planlamamıştım halbuki.
Ama en azından neskafe kavanozu masanın üstünde
boş beyaz bir fincanla kaşığın yanında değildi.
Bahar gelince bir erkeğin bütün hayallerinin aşk
üzerine kurulduğunu söylerler. Eğer yeterli zamanı
kalırsa, içlerine bir bardak kahve de koyabilir.
Have You Ever Really Loved A Woman
Bryan Adams
Bryan Adams
Bir kadını gerçekten sevmek için Onu anlamak için ruhunun derinliklerini bilmelisin. Tüm düşüncelerini duymalı tüm hayallerini görmeli Ve uçmak istediğinde ona kanatlar vermelisin. Sonra kendini çaresizce onun kollarında yatarken bulduğunda Bilirsin ki gerçekten bir kadını seviyorsun..
Ünlülerin kombinleri neredenmiş bakalım:)
Beyaz Show‘un Cuma akşamı (9 Aralık 2011) yayınlanan bölümünün konuklarından Serenay Sarıkaya‘nın kıyafeti, Gamze Saraçoğlu tasarımı. Elbise, tasarımcının ‘Black Ink’ adını verdiği 2011-2012 Sonbahar/Kış Koleksiyonu’na ait ve İFW defilesinde de sergilenmişti. Daha detaylı bilgi ve butik adresleri
(Bu ürünün görseli ve tüm hakları satıcısına aittir. All rights reserved.)
KOTON‘dan 
Fiyatını bilmiyorum fakat şu an Koton’da %50′ye varan indirim var, yani oldukça uygun bir fiyata bulabileceğinizi düşünüyorum. Tüm Koton mağazalarında mevcut, hatta ben son birkaç gündür hem İstinye Park’ta, hem de Sapphire’de gördüm
İstinye Park – Koton mağazası Adını Feriha Koydum dizisinin 30.bölümünde (14 Ekim) Sanem Hanım‘ın mavi pontolon üzerine giydiği siyah bluz, 33. bölümünde (4 Kasım) Emir’in annesinin (Ahu Sungur) giydiği açık yeşil bluz ve 35. bölümünde yine Sanem Hanım’ın giydiği sarı, düşük omuzlu bluz Şive Başoğlu tasarımı. Başoğlu’nun tasarımlarını Building‘de ve Akmerkez ‘FashioNew Year’ pop-up store‘da bulabilirsiniz (5 Aralık 2011 – 5 Şubat 2011 tarihleri arasında).
Tasarımcıya ulaşmak için: sivebasoglu@hotmail.com
(Ürünlerin görselleri ve hakları satıcısına aittir. OndaGördüm içeriğini korumak adına görünür bir şekilde ‘ondagordum.com’ yazmaktayım. Anlayışınız için teşekkür ederim 
) Kuzey Güney‘in dün akşam (7 Aralık) yayınlanan bölümünde Banu‘nun (Bade İşçil) giydiği beyaz kaban Tuba Benian‘ın ‘Back to Silence’ isim 2010 – Sonbahar Kış Koleksiyonu’na ait. Kabanın aynı zamanda koyu füme rengi de mevcut. Bu rengini ise geçen sezon sıklıkla Adını Feriha Koydum‘daki Hande‘nin üzerinde görmüştük. Konuyla ilgili geçmiş yazım için lütfen tıklayınız Tasarımcı hakkında daha detaylı bilgi için: http://tubabenian.com/
Butik adresleri:
Atiye Sk. Uzay Apt. No:3 D:2 Nişantaşı – İSTANBUL Tel:0.212.292 42 06
Şahkulu Mah. Serdar-ı Ekrem Sok. No:33 Galata – İSTANBUL Tel:0212.327 22 23
Resim kaynağı: Tuba Benian Resmi Websitesi
(Bu ürünün görseli ve tüm hakları satıcısına aittir. All rights reserved.)
Bir Ömür Yetmez‘in bu hafta (5 Aralık) yayınlanan bölümünde Hazal‘ın (Ezgi Mola) giydiği hardal rengi kaban, ZARA‘nın 2011 – Sonbahar/Kış Koleksiyonu’na ait. Sezon fiyatı 199,95 TL. İncelemek isterseniz lütfen tıklayınız :)
Resim kaynağı: ZARA Resmi Websitesi
(Bu ürünün görselleri ve tüm hakları satıcısına aittir. All rights reserved.)
Resimlerin kaynağı: TOPSHOP
(Bu ürünlerin görselleri ve tüm hakları satıcısına aittir. All rights reserved.)
(Bu ürünün görseli ve tüm hakları satıcısına aittir. All rights reserved.) Umutsuz Ev Kadınları – Yasemin’in kız desenli kazağı: KOTON
Fiyatını bilmiyorum fakat şu an Koton’da %50′ye varan indirim var, yani oldukça uygun bir fiyata bulabileceğinizi düşünüyorum. Tüm Koton mağazalarında mevcut, hatta ben son birkaç gündür hem İstinye Park’ta, hem de Sapphire’de gördüm İstinye Park – Koton mağazasıAdını Feriha Koydum – Şive Başoğlu tasarımları
Tasarımcıya ulaşmak için: sivebasoglu@hotmail.com
Adını Feriha Koydum – 30. bölüm
Adını Feriha Koydum – 33.bölüm
Adını Feriha Koydum – 35.bölüm
(Ürünlerin görselleri ve hakları satıcısına aittir. OndaGördüm içeriğini korumak adına görünür bir şekilde ‘ondagordum.com’ yazmaktayım. Anlayışınız için teşekkür ederim )Kuzey Güney – Banu’nun beyaz kabanı: Tuba Benian
Tasarımcı hakkında daha detaylı bilgi için: http://tubabenian.com/Butik adresleri:
Atiye Sk. Uzay Apt. No:3 D:2 Nişantaşı – İSTANBUL Tel:0.212.292 42 06
Şahkulu Mah. Serdar-ı Ekrem Sok. No:33 Galata – İSTANBUL Tel:0212.327 22 23
Resim kaynağı: Tuba Benian Resmi Websitesi(Bu ürünün görseli ve tüm hakları satıcısına aittir. All rights reserved.)
Adını Feriha Koydum – 1.sezon – Hande’nin giydiği füme rengi kaban:
Bir Ömür Yetmez – Ezgi Mola’nın hardal rengi kabanı: ZARA
Resim kaynağı: ZARA Resmi Websitesi(Bu ürünün görselleri ve tüm hakları satıcısına aittir. All rights reserved.)
Kabanın benzer bir modeliyse Topshop‘ta var. Şu an websitesinde sadece yeşil alternatifini görsem de hardal rengi de bu sezona ait. Topshop-İngiltere fiyatı 75,- £ (yani yaklaşık 217,50 TL). Kabanla yapılan güzel bir kombin görmek içinse buraya bakmanızı tavsiye ediyorum
Resimlerin kaynağı: TOPSHOP(Bu ürünlerin görselleri ve tüm hakları satıcısına aittir. All rights reserved.)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)